3 Temmuz 2008 Perşembe

Gözaltılar, Kapatma Davası, Ilımlı İslam




Türkiye gerçekten de, bugüne kadar hiç karışmadığı kadar karıştı. Değişmeyen gündemler dışında bu kez de 'Kişisel özgürlükleri ve çok sesliliği kesmek, göz dağı vermek, aba altından sopa göstermek, yandaşlarına çıkar sağlama amaçlı haber yaptırılan gazeteler, tvler,...' Hergünün ayyuka yaşayan bir millet olmaya alıştığımızdan veya sessiz kaldığımızdan dolayı susturulan basın hakkında fazla kafa yormuyor, düşünmüyoruz.
Cumhuriyetin ve demokrasinin getirdiği çok seslilik ortamı bugünkü AKP hükümeti sayesinde kısılmakta, ezilmekte (istifalar) susturulmakta (tv. kapatmalar) yengilgiye zorlanmakta (reklam aldırmama)... vb. davranışlar içinde kendi çıkarları doğrultusunda çalışıyorlar.

Türk insanın karşısında gördüğü (bu denli) rejim değişikliği hissetmesi, huzursuzluğu (her konuda aşağı yukarı), insanın aklına Osmanlıdan kalma çağdışı bir yönetimi akla getiriyor. İstibdat yönetimi gibi aydınlar ve yazarlar daha doğrusu ONLARDAN olmayan herkese göz dağı veriliyor. Böyle bir dönemde bu denli çekememezlik, karşıtlık, alenen bölücülük yanlışlıkları varken hissedilenler Türkiye'nin ne olacağın bilmediğini gösteriyor.

Özellikle de alelen gösterilen, dayatılan, bir rahatsız edici unsur varken ülkemiz üzerinde (Ilımlı İslam) basına uygulanan bu sansür ve baskı aklımıza ılımlı islamın ilk günlerini yaşayan Malezya'yı getiriyor.
Bugün, Malezya'da göz göre göre 'şeriate' dönen düzen, Ilımlı İslam ülkemiz üzerinde de etkisini yavaş yavaş gösteriyor mu sorusunu aklımıza getiriyor.

Kapatılması ise kesine yakın görünen AKP, iktidarda olduğu 6 sene içinde yaptıklarını eleştirenlerden adeta 'intikam' alıyor. Gazetecileri, aydınları, düşünürleri, ekonomistini... hepsine alelen 'darbeci' diyecek kadar kendini aşmış durumda ve ne yapacağını bilmiyor.

Biz Türk gençliğinin ise yapması gereken 'DAHİLİ ve harici bedbahtları yok ederek, güzel ve aydınlık günlerin kapısını Ulu Önderimizin güneşi ile aydınlatarak açmamız gerekiyor'.

Gökmen Kaya

Hiç yorum yok: