güneşe karşı günlerce oturmak, bira yudumlayıp kitap okumak istiyorsan, bir tabure de sen çek.
21 Şubat 2009 Cumartesi
Kör Veysel'in Gördüğü...
Babannemi aldım karşıma geçen gün.. Kırış kırış suratına baktım... Hayat onları yapan, kesin kanaat getirdim... Bildiğim bir hikaye vardı Aşık Veysel ile ilgili, ona sordum biliyor mu diye, evet dedi..
Zamanında Veysel'in genç karısı Veysel'i kör olduğu için hor görmeye başlamış.. Köyden genç bir adam ile sürekli kounşur dertleşirmiş.. Yakınlaşmışlar...
Veysel de elinde sazı, dilinde türküsü, dudağında tütünü oturup el emeği ile müzik yaparmış ölümsüz sazından.. Gel zaman git zaman Veysel anlamış terk edileceğini...
Ses etmemiş hiç karısına, hiç kötü de davranmamış... Bilirmiş çünkü; "kimse kimsenin değildir sonsuza kadar.."
Kaçacağını sezdiği akşam bi kağıt yazdırmış bir çobana, şunu diyormuş içinde: "imseye muhtaç olma gidince... bulunsun yanında... iyi bak kendine, iyi baksın sana..."
Notun yanına bir tomar para koymuş. Bağlamış, atmış gece kalktığında karısının kara lastiğinden içeri...
Gece kadın adama kaçmış, koşa koşa uzaklaşmış... Gitmişler, gitmişler...
Söz olur, dava olur, durmamışlar...
Kadın en son dayanamamış, durmuş, kara lastiğini çıkartmış ayağından...
Notu görmüş, parayı görmüş...
Ama! Sevgiyi görememiş!
Veysel'in kör gözü ile gördüğü sevgiyi...
İki gözü ile görememiş...
Daha da dönmemiş geri...
Utandığından belki...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
vay be.
Bakmış mı ki?
Ya da gelmeli miydi geri?
Veysel'e yine tütün,yine türkü...
iyi ki yazmışsın..
sevgi onun içinde yokmuş ki görsün....
aşık veyselin resmini buradan alarak kendi bloğumdaki yazımda kullandım, kara toprakın fazıl say piyano versiyonu
Yorum Gönder