16 Kasım 2009 Pazartesi

Bi-şey-ler-yap-ma-lı!

Hayatı neden olduğu gibi yaşıyorum ki? İçine tükürülmüş bir tabaktan yemek yediğimizin farkındayım. Başka şansımızın olmadığını bilecek kadar realistim.
Sessiz sakin mezarımızı kazıyoruz yaşadıkça. Hergünümüz de boşuna geçiyor farkında mıyız? Ben farkındayım. Bu aralar tek farkında olduğum şey bu değil aslına bakarsanız. Sağıma baktım, soluma baktım, olmadık şeyler gördüm, evet.
Süprizler yakaladım, sırtımı döndüm... Heyecanlar Emirgan-Beşiktaş vapuru arasındaki o soğuk rüzgar gibi omzumdan okşayarak gitti. Her dönüp uzanmaya çalıştığımda da kaçırdıklarımın bana değdiğinden farklı olduğunu, hızlandığını gördüm...

''İstesem ulaşırım'' değil, ''İstemiyorum içimden gelmiyor'' diyorum. Sanırım bu ağır bir depresyon. Soluk soluğa yaşanmayan, yavaş yavaş tüketen...

Kendime gelmeliyim. Bir vapur vurmuştu binmeyi beklerken ve sarısılıp uyandığımı ve hayatın yaşandığını hissettim iskele ayaklarımdan kayıp gitmekle tehtit ettiğinde beni.

Bi-şey-ler-yap-ma-lı!

Hiç yorum yok: