Bir şeylere ayak diremeye karar verdiğimiz zaman çabukcak vazgeçiyor muyuz, yoksa sonuna kadar gidebiliyor muyuz...
Bunu çok denedim. Söylediğim sözleri tutmak, aldığım kararların arkasında durabilmek fikirlerime sahip çıkmak... "Fikirlerime sahip çıkmak" diyorum, çünkü bir fikrimiz vardır, aklımızda olan sadece budur. Fikirlerimizin varacağı noktaya, ulaşacağı sonuca tesir edebilmek istiyorum.
Genellikle fırtınalardan önce havada sukünet vardır. Telaşsızdır bulut, sakindir rüzgar...
Alacağım hasar tahmin ettiğim kadar olmalı. Fazlası olmamalı.
Adam olmamalıyım. Yaşım küçük olmalı. Herkes küçüklüğüme saygı göstermeli... Fikirlerimi değerlendirilebilir bulmalı.
Bu arada okuldayım, kötü ve ağır çalışan bir machintos var önümde (böyle mi yazılır bilmiyorum) dersim iptal oldu, canım sıkkın...
2010'dan dileklerim başlıklı bişey yazmanın zamanı geldi de geçiyor bile... Akşam Ezel var (izlediğim tek dizi, ki TV'ye ve onun alemine karşıyımdır) sanırım ertelenecek yine...
2010'dan önce, 2009'un bu son günlerinde, konusuz ve saçma sapan bir giriş yaptım bir kaç gün ötesine... ?
Şaşırdım sevgili blog sayfam. Dikkat et kendine...
2 yorum:
Ali Bey; içimdeki çocuğun çoucukluğuna tutunmasına birazcık daha destek oldunuz.
Hamlet'te babası Ophelia'yı (Hamlet'in sevdiği kadın) gönderirken saraya şöyle der: "Herkesin söylediğine kulak ver fakat sen az söyle. Herkesin fikrini al, kararı kendin ver."
Bu yeterli sanırım özeti yazının da konuştuklarımızın da..
Siz de sevgiyle kalın..
ama benim lafımdır yaa, her yerde derim adam olmak istemiyorum diye ve olmamalıyım da zaten. Büyümeliyim ama hep çocuk da kalabilmeliyim.
Yorum Gönder