8 Aralık 2009 Salı

7 Şehit daha...

Hastayım. Moralim zaten bozuk... Bu hafta içi sınavlarım var, üstelik okula gidemedim... İnsan hasta olduğu zaman iyi şeyler olsun istiyor etrafında ama, dün televizyonu açınca gerçekten çok üzüldüm... Rüyama girdi gece, uçuk çıktı dudağımda, burnumun üzerinde! Benim gibi niceleri varken siyasileri nerede bu ülkenin!
Ülkedeki iktidar partisi bir "açılım" masalı tutturdu, 40 bin kişinin katili APO'ya yat almaya kadar gitti! Hatırlarsınız, Zaman Gazetesi yazarı Mümtaz Türköne'de "Osmanlı'da daha çıkan ağaları paşa yapar eyaletlere koyardı, Apo'yu hapisten çıkaralım, paşa yapalım, Antalya'ya turistlerin yanına koyalım..." demişti. Kesinlikle AKP-Zaman Gazetesi arasındaki fikir birliğini ispatlamak için kendmi yormayacağım çünkü zaten bu bilinen bişey... "Yandaş" medyanın en sağdık kanadıdır kendileri!!

En başta haberi alınca şöyle değerlendirdim. Herşeyi ABD'den bilen koministlerden değilim ama Amerika'nın bizden asker istemesi, bizim de "göndermeyiz" restimize karşı bir uyarı gibi geldi bu. Başbakan zaten Obama'nın yanında... Sakın bir tezkere kararı çıkarsa yakında şaşırmayın! Özellikle PKK'ya silahı ve mühimmati Amerikan tankları taşıyor, silahları Amerikan malı, bombaları vs.. diyen paşalar, subaylar, askerler şimdi neredeler ? Ya görevden alındılar, ya tutuklandılar... Bunların hepsi diplomasi işleri, bu konuda da uzman falan değilim ama böyle öngörüyorum...

Asıl önemli mesele, ölen askerlerdir bence. (Aslında tıpkı bunları yapanların istediği gibi diğer bir çok şeyin üzerini kapatıp kendi kanayan yaramıza dönüyoruz)
Bir Türk genci düşünün.. Askere gidene kadar okuyor, 21-22 yaşında asker oluyor. Evlenmiş mi? yok! Çoğu daha bir kız eli bile tutmadı, bir çocuk sevemedi! Evlenenler mi? Daha kötü... Ağlayan bir eş, öksüz çocuklar... Ne olacak o aileler?
Bir şehidin babasını düşünün ne kadar üzülür... Ya ana yüreği! Ya kardeşleri, akrabaları... 1 ölen askerin arkasından aslına bakarsanız onun yakınlar olarak en çok 50-60 kişi üzülüyordur. Dün Tokat'ta 7 can verdik! 400 vatandaşımızın yüreği kan ağlıyor şu an! Dövünüyolarlar! Onlar öldüler, biz iyi olalım, rahat uyuyalım diye... Aynı Nefes filminde söylediği gibi komutanın, "Yine olsa, yine gönderirim oğlumu askere" diye ağlıyorlar...

Çok yazık... Çok üzücü... Bazen insan o kadar çaresiz kalıyor ki, hareket bile edemiyor değil mi? Biz de öyleyiz...

Hatırlayın ama önceyi, 7-8 sene öncesini hatırlayın, var mıydı bu kadar ölü!
Var mıydı bu kadar kan, gözyaşı!
Kriz vardı belki, belki açtık ama mutluyuk!
Şerefini savunan başkbakan nerede şimdi! Neden iptal etmedi gezisini de gelmedi şehitlerin cenazelerine! Seçimden seçime kömür, bulgur dağıtıp, insanlara kendi parasıyla köfte-ekmek ısmarlayan adam nerede!
Millet aç gezerken kebapçı açılışına giden bakanlar, siz neredesiniz!
Bu kadar ölüm, iç sorun, gözyaışı, kan varken, nerede onurlu içişleri bakanı!
Nasıl oturuyor o koltukta! Bu yaptığınız ayıptır! Günahtır!

3 yorum:

öykü dedi ki...

Yazımı yazarken basladı gozyaslarım..
senın satırlarını okurken daha da cok arttı
o cocukların hıcbırısı daha hayatı tam tanımadı
yasamadı
cogunun senın de dedıgın gıbı bı kız arkadası bıle olmadı..
gencecık
pırıl pırıl canlarımız
bırer bırer yokedılıyor..
cok uzgunum Gokmen cok..

Gökmen Kaya dedi ki...

öykücüğüm, her güzel şey bence bir yeni iktidar ile başlayacak! Şehitlere "kelle" diyen, 40 bin kişinin katiline "sayın" diyen bir başbakanın olduğu bir ülkede biz ne dersek diyelim onların yapacaklarına üzüleceğiz...
önce zihniyetten başlayacağız... önce zihniyet...

cecilia dedi ki...

sözde açılımdan sonra oluyosa bütün bunlar, sokakların alev alev yanması, dağda çarpışan askerimizi geçtim şehrin göbeğinde otobüse binip eve gitmeye çalışan herşeyden habersiz bir kızcazımızın ölmesi bu iş kötü bi yere gidiyorun sinyalini vermiştir, artık birinin, birilerinin sesinin çıkması gerekir.