5 Ocak 2010 Salı

Son tuhaf hissediş, şuydu...

En son ne zaman tuhaf hissettiğim aklıma geldi. Yürüyüşe çıktım sahile ama bir takım eşofman, spor ayakkabılar falan değil... Fotoğraf çekmeye çıktığım gibi, bir kazak, kotum, montum falan filan işte...

Hisar'a geldim. Sağımda mezarlık, kulağımda müzik çalarım var... Atilla İlhan'a bir dua okudum, devam ettim...
Sonra "Ben sana mecburum" şiirini açtım kendi sesinden... Dinleye dinleye gidiyorum...
Bilenler bilir, o caddenin adı "Yahya Kemal Caddesi"dir...

Az ilerlediğiniz zaman da, Orhan Veli
Parkı var, bir de hatta heykeli var... O parktan yukarıya başınızı çevirdiğinizde ise Tevfik Fikret'in evini görürsünüz...

Buram buram şiirdir Hisar yani.. Sonra kendi şiirlerimi düşündüm. Çoğu kişi bilmez yazdığımı ve okuyan da çok azdır... Tuhaf oldum.

Atilla İlhan mezarının karşı yolunda,
Yahya Kemal Caddesi üzerine,
Orhan Veli Parkında,
Tevfik fikret'in gölgesinde,
Bir garip çocuktum işte...

Şiir kokladım. Yazmayalı da oluyor. Yazmalı yani. Atilla olmalı, Orhan olmalı... Yahya, Tevfik olmalı.. Çok yazmalı, çok söylemeli...

Büyük düşünmeli, büyük sevmeli..

3 yorum:

öykü dedi ki...

Atılla Ilhan benım ıcın
annemdir (anlam olarak)

cunku annem
onun sıırlerıne hayrandı
sıır dendıgınde ılk aklına gelen oydu
sıırlerını ezbere bılırdı
ve ben sana mecburum
benım ıcın buyuk anlam olarak kaldı
ve oyle yasaycak

Gökmen Kaya dedi ki...

Ali Abi: şiirin gerçekten çok hoş..
Hem büyük şairlerimizi hatırlamış olduk, hem de güzel bir şiir paylaşmış olduk.. iyi ki varsınız..

sevgiler..

Gökmen Kaya dedi ki...

Öykü: Öykü'cüğüm..
İnsanlar kahramanlar yaratır.
Ve onların kahramanları da insandır.. Bence, kahramanı iyi olan insan şanlıdır.

Hem annen, hem Attila İlhan senin kahramanın anladığım kadarıyla...
Ne mutlu sana :)

Sevgiler...