24 Ocak 2010 Pazar

Uğurlar olsun...


"Kimi ölüler bize ne kadar yakın, yaşayanların birçoğu ne kadar da ölü."

Uğur Mumcu


"Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında... Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda... Ucuz can pazarıydı, kalemim düştü kana, kalemim düştü kana... Uğurlar olsun, uğurlar olsun... Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun.."


Daha kötüdür devamı. Hep üzer. "Kan doldu gözlerine..." gibi. "Şarapnel parçaları, saplandı yüreğime..." gibi.


Tertemiz bir adamdı. Karanlık ondan çok korkardı... O kadar iyi anlıyorum ki onu... Ve tuhaftır, onu öldüren şerefsizi de anlıyorum. Korkarlar çünkü bu ülkede doğruyu söyleyenden. Sevmezler. Ya arabasına bomba koyarlar, ya da yaklaşıp sinsi sinsi ışıklarda durduğunda, sıkarlar kurşunu!


Şimdi bu işler değişti tabi. Artık yeşil kollu canavarın çalışma yöntemi çok değişti. İçeri atıyolar artık. Susmazsan suçlusun...


Şimdi bile korkuyorum ben aslında biliyor musunuz? Acaba Yılmaz Özdil evine kolay gidip geliyor mudur? Tehtit ediyorlar mıdır Can Ataklı'yı ? Siyah arabalar içinde, bir köşede kıstırıp kafasına sıkmak için plan yapıyorlar mıdır Nihat Genç için ? Ya oktay Ekşi, düşünmüş müdür birileri torununa oyuncak alırken dayamak kafasına silahı ?


Korkuyorum. Hassasiyetimi bu denli geliştiren sadece gazetecilik öğrencisi olmam değil. Düşüneni susturan, hapislere atan, süren, şiir yazana karşı çıkan, şiir yazdığı için kovulan adamlar var çünkü... 40 dilde şiirleri var Nazım'ın, kendi ülkesinde kendi dili ile yasak değil miydi ?


Sanıyorum ki, iyiler gerçekten çok yaşamıyor. Çünkü her bir isim yazdığımda bir tane daha geliyor aklıma. Atila İlhan... ? Neler söylediler arkasından ölünce ?


Bugün 24 Ocak, Uğur Mumcu'nun, karanlığa mum yakan güzel adamın ölüm yıl dönümü... 17 senedir üzülüyoruz ama 17 sene arkasından aynı korkularla yaşıyoruz...


Sormak lazım, bu kadar çok mu korkulur aydınlıktan ? Korkuyor yarasalar. Kör olacaklar çünkü aydınlık olursa.


Bugün aklımızdan geçen, isimsiz korkuları yüreğimize katmadan yaşamak günü. Gerekirse de feda olmak bu yolda...


Ne diyor Nazım üstad ötesinden, "Sen yanmasan,

ben yanmasam,

biz yanmazsak,

nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...?"

Hiç yorum yok: