13 Şubat 2010 Cumartesi

Boynun tutulacak geçmişe bakmaktan

Aşağıdan bir çekiç sesi geliyor. Önüm 400 metre yol ve o yolun bitiminde ikiye ayrılan başka bir yol. Arabalar, insanlar, tanımadığın suratlar... En yakın semtinde tanıdık bir yüz görmek güldürür seni. Bir selam, bir güler yüz... Arıyorsun sende. Başladığı yere döner insan her zaman. Sen, başladığın yere dönmek istiyorsun ama orada kimse tanıdık değil. Ve, herkes ben değil orada. "Bir kez yıkandığın nehirde yıkanamazsın bir daha" derken haksız mıydı Heraklitos ?

Öyle değil işte. Döndüğünde uzun saçlı kız, çok başka birisi olacak. Belki ben hiç çalamayacağım o tahta kapıyı, demirliğin arasından müsait elimi geçirip.

Öyle değil işte. Bir daha o kıvır kıvır saçlı kıza bakamatacağım arkamı defalarca dönüp.

Öyle değil. Defalarca yüzüne baktığımda kendi yüzümden utandığım kıza bakamayacağım o gözlerle ve yüzle. Belki aynı yüzü bile göremeyeceğim baktığımda.

Değil işte. Bunlar gibi, yüzlerce şey var arka arkaya gelen, olan, olmaya devam edecek olan.

Bir araba daha geçti.
Yağmur az önce durdu.
Sokaklar kuruyacak.

Akacak hayat ve senin arkaya bakmaktan boynun tutulacak. Yüzlerce insan olacak arkandan gelip önüne geçecek olan.

İşin kötüsü, arkaya baktıkların bile olmayacak hayatında...

Onları görmek için bile kafanı çevirmek zorunda olacaksın ama...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Sende önüne geçenlerin geçmişine bak ya da en öne geçip bakılacak biri haline gel herkesin boynu tutulsun önden arkadan sarsınlar seni; fakat sen hep önde ol...

Hayat bu kadar yarım olmamalı bir varlı bir yoklu cümleler içine girmemeli insan; ama şu günümüzde bu o kadar normal oldu ki boynumuzu büküp geriye bakıp içimize o eski kokuyu çekmeyi özlemekten başka çaremiz yok gibi....

Eylül, dedi ki...

Sahi, boynumuzun tutulmuşluğu vardır. Olmaktadır belki. anıları istememek değil bu, öyle anlamak istemiyorum bu cümleleri. Anıları istemeli insan. yüzüne inen çizgileri sevebilmeli. polyanna olmak denirse buna, densin. Bu böyle. olsun da. olgunlaşalım bunlarla. uzun yollar katetmişiz diyelim. beslenelim. olmayacaksa onlar olmamalıdırlar belki. demişliğim vardır ya, belki de hayat sanılan, söylenen, iddia edilen aksine zordur.. ? olamaz mı?..

sevgiler.

Gökmen Kaya dedi ki...

pufidoot: zaman hiç insanın kendine yedirebildiği, sindirebildiği, önüne geçebildiği bir şey olmayacak.
O yüzden, aslında ne derse desin cümlelerimiz, örümceğin ağına takılır gibi zamana düşüp yok olacak sözlerimiz.
istersen güzelce yad et, istersen gözyaşı dök...

Gökmen Kaya dedi ki...

Eylül: bu şöyle bişeydir: ya isteyerek razı gelirsin, ya da susarsın, zaten yenilirsin.. bahsettiğin birazcık karşı koymak gibi geldi bu boyun ağrılarına :)
doğrusu bu, haklısın..
zorluk meselesine gelirsek, kesinlikle katılıyorum. eğer her gün için geri dönebilseydik hayatın zorluğuna boyun eğerken zamana, şimdi hiç birimiz dik yürüyemezdi değil mi? yürüyemezdi bence. yürüyoruz ama. zor-kolay, bir şekilde...