7 Haziran 2010 Pazartesi

Öylesineki.

"Hayat koyu bir balgam, sert bir pornoydu dün" demiş Teoman ama, eksik olan şey bugün hissettiklerinin tam karşılığını bilmiyoruz. Çünkü söylediği; "Bir tuzağa kaptırmıştım kendimi, ama eminim Tanrı var bugün"... Dünler ile bugünler arasındaki çizgiler kişiye göre değişken demekki... Çünkü, insan kendini değerlendiriyor böyle. "Şu kadar değiştim" demek için, bana kalırsa gerçekten "Şu kadar" değişmek lazım. Hafif yalanlar gibi sallanmadan, bozuk plaklar gibi takılmadan, dürüst olarak aynalara söylemeli hayatın değiştiğini.

Tam 1 hafta evden çıkmamıştım. Malum final haftası. Bugün sınava geldim, fotoğrafçılık sınavı. Hemen notumu da öğrendim. 87. Oturdum işte günlerdir. Sakinlikten korkuyorum anlatabiliyor muyum? Bence hayat sinemada koltuğundan kaldıran bir film gibi olabilmeli ara sıra.
Kötülük çağırıyor değilim, lütfen güzel şeyler olsun Tanrım. Para kazandır bana. Çalışmak istiyorum. Hedeflerim var. Almak istediklerim, sahip olduğum ama değiştirmek istediklerim var.
Memnunum ama. Değer görmek güzel. Gerçekten güzel bir yandan.
Öyle işte. Eteğindeki erikleri tasa döken küçük kız gibi, döktüm içimi. Dün-bugün çelişkisi yaşıyorum. Mutluluğu hazmediyorum. Atatürk'ü seviyorum. Şehitler için üzgünüm. Dışımda dönen dünyaya kayıtsız değilim, aksine çok içindeyim. Galiba güzel devam edecek herşeyim.
Bitsin artık keşkelerim! Yeter bu kadar kendi kendime konuşmam. Şimdi karşı binaya geçip Ozan'ın ofisine gidip onunla konuşmak istiyorum!

Hiç yorum yok: