20 Ağustos 2008 Çarşamba

Hayata dair 2


Bir serseri rüzgara özenip, oradan oraya savurdu kendini gökyüzünde...
Sapanla öldürülen kuşların, hiç olmayan.. Ama hep anlatılan cennetlerinde gezdi çocuk. Bir ara bir türkü duydum dudaklarından, sesleri içim içim düştü yanlarıma, ecele sesleniyordu ki; muahakkak yapacak bir işi vardı. Ölü doğmuş çocuklar kadar yalnızdı, öyle görünüyordu, hissediyordu, bakışı öyleydi, nefesi donuyordu...
Gözlerinle uzun uzun arayarak seçmeye çalıştı oturacağı bankı. Bir yer seçti kendine sessiz sakin, soluna kayarak güneşten de sakladı kendini... Gözlerini ovdu, derin bir nefes aldı son nefesi alır gibi, derin bir nefes verdi son anda kurtulmuş gibi darboğazından herşeyin...
Sadece bir an düşündü, yalnız ağaçların rüzgarlarını hissetmek için açtı kollarını, parmakları da dal misali uzun mu uzun... Rüzgarla konuştu duygulu duygulu...
Şunu duydum ''Ne oldum, ne olacağım, neler olacak!''... Sustu.
Ve ben dün;
Bir serseri rüzgara özenip, oradan oraya savurdum kendimi gökyüzünde !
Sapanla öldürülen kuşların, hiç olmayan... Ama hep anlatılan cennetlerinde gezdim dün.
....
....
....
Şöyle dedim; ''Ne oldum, ne olacağım, neler olacak!''
Müphem!
Çok müphem!

Hiç yorum yok: